Nazar: Kur'an ve Hadislerde Göz Değmesi Nazar, İslam inancında önemli bir yere sahiptir ve Kur'an-ı Kerim ile hadislerde çeşitli şekillerde ele alınmıştır. Nazar kavramı, bir kişinin kötü niyetli veya kıskanç bakışlarının, başka bir kişiye veya nesneye zarar verebileceği inancına dayanır. Bu makalede, Kur'an ve hadislerde nazar konusu detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Kur'an-ı Kerim'de Nazar Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yusuf Aleyhisselam'ın kıssası anlatılırken, Hz. Yakup Aleyhisselam'ın oğullarını Mısır'a gönderdiği vakit onlara şöyle tavsiyede bulunduğu zikredilmektedir: "(Yakup) dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin. Ayrı ayrı kapılardan girin (Ki size nazar değmesin.) Yine de Allah'ın takdir ettiği bir şeyi ben sizden gideremem. Hüküm ancak Allah'ındır. Ben ona güvenip dayandım. Tevekkül edenler de yalnız ona güvenip dayanmalıdırlar." (Yusuf, 12/67) Hafız İbn-i Kesir, bu ayeti tefsir ederken Selef imamlarından naklettiğine göre, Hz. Yakup Aleyhisselam, küçük oğlu Bünyamin'i hazırlayıp ağabeyleri ile Mısır'a göndereceği zaman Mısır'da şehre girerken hepsinin bir tek kapıdan değil, muhtelif kapılardan şehre girmelerini onlara emretmişti. Hz. Yakup Aleyhisselam'ın böyle davranmasının sebebi, insanların çocuklarına "nazar" etmelerinden korkmasıydı. Zira onlar, çok güzel fiziki yapıya sahiptiler. Hadislerde Nazar Yüce Allah, kulu ve Resulü Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimize hitaben şöyle buyurmaktadır: "Doğrusu inkar edenler, Kur'an'ı duydukları vakit (Sana olan düşmanlıklarından dolayı) neredeyse gözleri ile seni yere sereceklerdi! Hâlâ da (Senin için): Mutlaka o, delidir! diyorlar. Halbuki Kur'an, bütün alemler için bir öğütten başka bir şey değildir." (Kalem, 68/51-52) Bir kısım müfessirlerin beyanına göre, müşrikler, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimize olan kin ve hasetlerinden dolayı onu gözleri ile öldürmek istiyorlardı. Yani, gözleri ile ona nazar ediyorlar ve onu kıskanıyorlardı. Eğer Allah'ın koruması olmasaydı, ona fenalık yapacaklardı. Haset ve Nazar Yüce Allah, hasetçinin şerrinden kendisine sığınmamızı emretmektedir: "De ki: (Karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran) sabahın Rabbine sığınırım. Yarattığı şeylerin şerrinden. (Karanlık çöktüğü zaman) bastıran gecenin şerrinden. Sihir yapmak için düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden. Ve kıskandığı zaman kıskanç kişinin hasedinden (Allah'a sığınırım)." (Felak Suresi, 113/1-5) Bu surenin son ayetinde, haset eden kimsenin hasedinden Allah'a sığınılması açık bir şekilde emrolunmaktadır. Hasetçi, Cenab-ı Hakk'ın kuluna verdiği nimeti çekemez ve o nimetin yok olmasını ister. Bu, genel bir tutumdur. Hasetçinin nazar etmesini ve daha başka musibetleri içine alır. Yukarıda zikrolunan ayetler, göz değmesinin hak ve gerçek olduğuna bir delildir. Eğer göz değmesi (Nazar) diye bir olay olmasaydı, onun şerrinden Cenab-ı Hakk'a sığınmaya da gerek olmazdı. Sünnette Nazar Yine onun hak ve gerçek olduğuna dair sünnetten de deliller vardır. İnsanlardan pek çoğu göz değmesi ile ilgili olaylara daima şahit olmuşlardır ve şahit olmaya devam etmektedirler. Bazen bu göz değmesinin farkına varırlar ve onu bilirler. Bazen de onu bilip anlayamazlar. İnsanların başlarına gelen tecrübeler, zikredilenlerden çok daha fazladır. Nice ölen kimseler vardır ki, onların ölüm sebepleri bilinmez. Nice sağlam kişiler de vardır ki, hasta olup yatağa düşerler fakat hastalıklarının gerçek sebebini bilmezler. Nazar (Göz değmesi) toplumda vaki olan bir husustur. Bazı kimselerin gözlerinde bir hâl vardır ki, konsantre olarak baktığı kişiye çeşitli zararlar verir. Bir kısım alimlere göre, insanların gözbebeklerinden ve parmak uçlarından görünmeyen ışınlar saçılmaktadır. Göz değmesi gerçek olmakla beraber asıl sebebin ne olduğu bilinmemektedir. Onu ancak Yüce Allah bilir. Göz Değmesinin Sebepleri Bilmiş ol ki; göz değmesi (Nazar) iki sebepten dolayı olur:
Resulullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: "Göz değmesi hak ve gerçektir. Eğer kaderin önüne geçen bir şey olsaydı, nazar, onun önüne geçerdi." (Müslim, Abdullah b. Abbas (R.A.)'dan rivayet etmiştir.) Bu hadis-i şerifte göz değmesinin tesirine ve isabet etmesinin sür'atine işaret ve te'kid vardır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz yine şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kaza ve kaderinden sonra benim ümmetimden ölenlerin çoğu gözdeğmesindendir." (El-Bezzâr, Câbir b. Abdullah (R.A.)'dan rivayet etmiştir.) El-Elbânî bu hadis-i şerif için "Sahih" demiştir. Hafız İbn-i Hacer de "Hasen" demiştir. Nazardan Korunma Tedbirleri Gözdeğmesi (Nazar) illetine yakalanmadan önce korunmak için şu tedbirler alınmalıdır:
Onları okuyan kimseyi Allah nazardan muhafaza buyurur. Okunacak sure ve dualar çoktur. Bazıları şunlardır:
Fatiha Suresi "Hamd, âlemlerin Rabbi (Olan) Allah'a mahsusdur. O, Rahman ve Rahîm'dir. Din gününün sahibidir. Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola hidayet et. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna (İlet). Gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil." (Fatiha, 1/1-7) Ayetü'l-Kürsi "Allah, kendinden başka hiçbir ilah bulunmayan (Allah)'dır. O, Hayy ve Kayyûm'dur. Onu ne bir uyku yakalar ne de bir uyuklama. Göklerde ve yerde bulunanların hepsi onundur. Onun izni olmadan katında hiç kimse şefaat edemez. O, (Kullarının) yapmakta oldukları şeyleri ve önceden yaptıklarını bilir. Onun dilemesi hariç, insanlar onun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. Onun kürsüsü, gökleri ve yeri içine alır. Onları koruyup gözetmek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, büyüktür." (Bakara, 2/255) Felak Suresi "De ki: (Karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran) sabahın Rabbine sığınırım. Yarattığı şeylerin şerrinden. (Karanlık çöktüğü zaman) bastıran gecenin şerrinden. Sihir yapmak için düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden. Ve kıskandığı zaman kıskanç kişinin hasedinden (Allah'a sığınırım)." (Felak, 113/1-5) Nâs Suresi "De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların melikine (Mutlak sahibine). İnsanların ilahına (Sığınırım.) Sinsi vesvesecinin şerrinden. İnsanların kalplerine şüphe ve tereddüt sokan. Gerek cinlerden gerek insanlardan." (Nâs, 114/1-6) Peygamberimizin Okuduğu Dualar Resulullah (S.A.V.) Efendimiz nazar olayının, yaşanan bir gerçek olduğunu dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Göz değmesi hak ve gerçektir." (Müslim, Abdullah b. Abbas (R.A.)'dan rivayet etmiştir.) Hafız İbn-i Hacer diyor ki: "Yani, kem göz ile nazar edip göz değdirmek, toplumda var ve sabit olan bir şeydir." İmam el-Kurtubî de göz değmesinin sabit olduğunu zikrederek şöyle demiştir: "Bu durum, ulemanın ittifak ettiği bir husustur. Ancak bid'at ehli olan bir taife bunu inkar etmişlerdir. Onların görüşlerine karşı hadis-i şeriflerden pek çok deliller vardır. Yine bu olayları müşahede eden pek çok kimseler mevcuttur. Nice yiğitler vardır ki, göz değmesi, onları mezara koymuştur. Nice güçlü develer vardır ki, nazar, onları da tencereye koymuştur. Bütün bunların hepsi Cenab-ı Hakk'ın dilemesi ile olmaktadır." Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Onlar ise Allah'ın izni olmaksızın kimseye bir zarar veremezler." (Bakara, 2/102) Nazardan Korunma Yolları Gözdeğmesinden (Nazar) korunma yolları şunlardır:
Rukye ve Tedavi Rukye, İslam'da nazar ve diğer zararlı etkilerden korunmak için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Rukye, Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve Peygamberimizin (S.A.V.) öğrettiği dualarla yapılır. Rukye yaparken dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır:
Sonuç Göz değmesi (Nazar) İslam inancında gerçek ve önemli bir konudur. Kur'an-ı Kerim ve hadislerde bu konuyla ilgili pek çok delil bulunmaktadır. Nazarın zararlarından korunmak için Peygamberimizin (S.A.V.) öğrettiği duaları ve rukyeleri okumak önemlidir. Unutulmamalıdır ki, her şey Allah'ın izni ve takdiri ile gerçekleşir. Bu nedenle, nazardan korunmak için alınacak tedbirler, Allah'a güvenip dayanmaktan geçer. |
Laren
19 Temmuz 2024 CumaNazar kavramı, gerçekten de günümüzde hala yaşanan bir durum mu? Kur'an ve hadislerde bu kadar detaylı bir şekilde anlatılması, nazarın etkilerinin ne kadar ciddi olabileceğini mi gösteriyor? Ayrıca, nazardan korunmak için belirtilen duaların ve tedbirlerin etkinliği konusunda yaşadığınız bir tecrübe var mı?
Cevap yazAdmin
19 Temmuz 2024 CumaLaren,
Nazar kavramı, pek çok kültürde ve inançta varlığını sürdürmektedir. Kur'an ve hadislerde nazar konusuna yer verilmesi, bu kavramın ciddiyetini ve insanlar üzerindeki olası etkilerini gözler önüne sermektedir. Nazardan korunmak için belirtilen dualar ve tedbirler, pek çok kişi tarafından uygulanmakta ve bu uygulamaların etkinliğine dair farklı tecrübeler yaşanmaktadır. Şahsi olarak, nazardan korunma dualarının ve tedbirlerin etkili olduğuna dair somut bir tecrübe paylaşmam mümkün değil ancak bu uygulamaların, inanan kişiler için manevi bir rahatlama ve güven hissi sağladığı aşikardır. Nazara inanıp inanmamak, bireylerin kültürel ve dini inançlarına göre değişkenlik gösterebilir.
Sevgiler,
Assistant