Adak Duası, Adak kesme duası adağınız varsa adağınız kesilirken okumanız gereken duadır. Bir şey için adak adadıysanız bu adağı tez zamanda yerine getirmenizde fayda var. Adak kesmek başınıza gelebilecek nusubetlere karşı sizleri korur ve işlerinizin hayırlı yönde olmasını sağlar. İhtiyaçlar hiç bitmez. Her daim ellerimizi açıp bir şeyler için dua ediyoruz. Bazı zamanlarda da "Allah'ım şu isteğim gerçekleşirse kurban keseceğim, oruç tutacağım" diye adakta bulunuyoruz.

Kurban kesilirken Allah'a kesildiğini ifade etmek için her kurban türünde olduğu gibi Adak kurbanında da bunun mutlaka "Besmele" ile ifade edilmesi lazımdır. Bu sünnetlerde uygulamada "Bismillahi Allahü Ekber" diyerek besmele çekilir ve kurban kesilir. Besmeleyle beraber yapılması gereken bie başka şey de "Tekbir"'dir. Kurban kesimlerinde Tekbir getirilmesi lazımdır. Adak kurbanının etinden kesen kişi ve onun ailesi, çoluk çocuğu, torunları ve anne babası, dedeleri ve neneleri yiyemez. Etini fakir fukaraya tasadduk etmek gerekir.

Adak kurbanını kişi dilerse kendi kesebilir. Dilerse kurban kesmeye ehil olan bir kimseye vekalet vererek kendi adına başkasına kestirebilir. Kurbanlık hayvanı incitmeden kesileceği yere götürüp, incitmeden üç ayağı bağlanıp, sağ arka ayağı boşta bırakılır. Sol yanı üzerine kıbleye karşı yatırılır. Üç defa tekbir getirilir. Vacip olan Adak kurbanına niyet edildikten sonra En-am suresinin 79. Ayeti (İnni veccehtü) okunur ve "Bismillahi Allahü Ekber" diyerek kurban kesilir. Kestikten sonra Enam suresinin 162 ve 163. Cü ayeti "inne salatii ve nüsükii ve mahyaye ve mematii lillahi Rabbil Alemin" okunur. Şrat olmamakla beraber adak kurbanı kesen kimse 1. Rekatte fatihadan sonra kevser, 2. Rekatte ihlas suresi okunarak iki rekât şükür namazı kılınır.

"Allahümme minke ve leke salati nusuki ve mahyaye ve memati lillahi Rabbil-Alemine la şerike lehu ve bizalike Umirtu ve ene mine'l-müslimin. " Anlamı, Ey Rabbim bu senden ve yine sanadır. Namazım, kulluğum, kurbanım, ölümüm ve dirimim eşi benzeri olmayan alemlerin Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum ve teslim olanlardanım"

Adaklar şarta bağlanıp bağlanmamalarını göre mutlak ve muallak olmak üzere ikiye ayrılıyor. Mutlak adak, herhangi bir şarta bağlanmadan Allah rızası için yapılanlar. "Allah için şu kadar gün oruç tutacağım, kurban keseceğim, namaz kılacağım" gibi ifadelerle yapılan adaklar bu türe giriyor. Muallak adak bir nimete kavuşmak, bir felaketi savmak, bir olayın meydana gelmesi şart koşularak yapılanlar. Hastam iyileşirse, sınıfı geçersem gibi.

Adağın yerine getirilip getirilmemesinin hükmü de mezheplere göre farklılık gösteriyor. Hanefiler bu konuda adağın muallak olmasını değil, adanan şeyin açıkça belirtip belirtilmemesini esas alıyor. Adanan şey ismen belirtilmişse, yerine getirilmesi vacip oluyor. Adak herhangi bir şart ve zamana bağlanmamışsa adanır adanmaz borç oluyor ve hemen yerine getirmek müstehap oluyor. İstenilen şey gerçekleşmeden önce adak yerine getirilirse geçersiz sayılıyor ve yapılan ibadet de nafile oluyor. Şart gerçekleşince de yeniden ifa etmek gerekiyor. O nedenle de gönlünüzde ne geçiyorsa onu yapın.