{ "title": "Kalem Duası", "image": "https://www.nazarduasi.gen.tr/images/kalem-duasi.jpg", "date": "21.01.2024 00:06:37", "author": "Dücane", "article": [ { "article": "
Kalem duası, Kuran'ı Kerim'in iniş sırasına göre ikinci suresidir. Bu dua oldukça faziletlidir. Peygamberimiz (S. A. V.) nu konuda, \"Her kim Kalem suresini okursa, Allahü Teâlâ onlara ahlaklarını güzel yaptığı kişilerin sevabını verir. \" buyurmuştur.

Kalem duasının faziletleri
Kalem duası

\"Bismillahirrahmanirrahim.

Nun velkalemi ve ma yesturune. Ma ente bini'meti Rabbike bimecnunin ve inne leke leecren ğayre memnuin ve inneke le'ala hulükın azıymin. Fesetubsıru ve yubsırune. Bieyyikumulmeftunu. İnne rabbeke hüve a'lemü bimen dall'an sebiylihi ve hüve a'lemü bilmuhtediyne. Fela tutı'ıl mukezzibiyne. Veddu lev tudhinu feyudhinune ve la tutı'kulle hallafin mehiyni. Hemmazinmeşşain binemiymin. Utulin ba'de zalike zeniymen. En kane za malin ve beniyne. İza tutla aleyhi ayatuna kale esatıyrulevveliyne. Senesimuhu alelhurtumi. İnna belevnahum kema belevna ashabbelcenneti iz aksemu leyasri munneha musbihıyne ve la yestesnune. Fetafe aleyha taifun min Rabbike ve hum naimune. Feasbehat kessariymi. Fetenadev musbihıyne. Eniğdu ala harsikum in kuntum sarimıyne. Fentaleku ve hum yetehafetune. En la yedhulennehelyevme aleykum miskiynun ve ğadev ala hardin kadiriyne. Felemma reevha kalu inna ledallune. Bel nahnu mahrumune. Kale evsetuhum elem ekul leküm levha tusebbihune. Kalu subhane rabbina inna künna zalimiyne. Feakbele ba'duhum ala ba'dın yetelavemune. Kalu ya veylena inna künna tağıyne. Asa rabbuna en yubdilena hayren minha inna ila rabbina rağıbune. Kezalikel' azabu ve le'azabul' ahıreti ekberu lev kanu ya'lemune. İnne lilmuttekıyne kelmucrimiyne. Ma leküm keyfe tahkumune. Emlekum kitabun fıyhu tedrusune. İnne leküm fiyhu lema tehayyerune. Em leküm eymanun Aleyna baliğatun ila yevmilkıyameti inne lema tahkumune. Selhum eyyuhum bizalike ze'ıymun. Emlehum şureka'u felye'tu bişurekaihim in kanu sadıkıyne. Yevme yukşefu' an sakın ve yud'avne ilessucudi fela yestetıy'une. Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zillefun ve kad anu yud'avne ilessucudi ve lum salimune. Fezerniy ve men yukezzibu bihazelhadiysi senestedricuhum min haysu la ya'lemune ve umliy lehum inne keydiy metiynun. Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune. Em 'ındehumulğaybu fehum yektubune. Fasbir lihukmi Rabbike ve la tekun kesahıbilhuti iz nada ve hüve mekzumun. Levla en tedarekehu nı'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve hüve mezmumun. Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihıyne ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi'uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun ve ma hüve illa zikrun lil'alemiyne. \"

Kalem duası anlamı

Nun. Kaleme ve satır satır yazdıkların andolsun. Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisiz bir ecir var ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin Artık yakında göreceksin, onlar da görecek. Sizden hanginizin fitneye tutulup, çıldırdığını. Elbette senin Rabbin, kimin yolundan şaşırıp, saptığını en iyi bilendir ve kimin hidayete erdiğini en iyi bilendir. Şu halde yalanlayanlara itaat etme. Onlar senin kendileriyle uzlaşmanı arzu ettiler. Yemin edip duran aşağılık. Alabildiğince ayıplayıp, kötüleyen, gizlilik içinde laf getirip götüren. Hayrı engelleyerek, sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkar. Zorba saygısız, sonra kulağı kesik. Mal ve çocuk sahibi oldu diye. Kendisine ayetlerimiz okunduğunda, eskilerin uydurma masalları diyen. Yakında biz onun burnu üzerine damga vuracağız. Gerçek olan, biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar sabah vakti onu bahçeye devşireceklerine and içmişlerdi. Bu konuda hiç istisna yapmıyorlar. Fakat onlar uyurken, Rabbin tarafından dolaşan ve gelen bela onun üzerine sarıp, kuşatıverdi. Sonunda bahçe kuruyup, kaskatı kesildi. Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler. Eğer ürününüzü devşirecekseniz, erken kalkıp çıkın. Derken, aralarında fısıldayarak çıkıp gittiler. Bugün sakın oraya hiç yoksul girip, karşınıza çıkmasın. Yoksulları engellemeye güçleri yetiyormuş gibi erkenden gittiler. Ama onu görünce \"Muhakkak biz gideceğimiz yeri şaşırmışız. \" dediler. Hayır, biz her şeyden yoksun bırakıldık. İçlerinden mutedil olan dedi ki; \"Ben size demedim mi? Allah'ı tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?\" Dediler ki; \"Rabbimiz seni tesbih eder ve yüceltir, gerçekte biz zalimmişiz. \" Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınadılar. \"Yazıklar olsun bize, gerçekten biz azgınmışız. \" dediler. Belki Rabbimiz, ondan daha hayırlısını verir, şüphesiz biz, yalnız Rabbimize rağbet edenleriz. İşte azap böyledir. Ahiret azabı, mutlaka daha büyüktür, bunu bir bilseler. Doğrusu, muttaki olanlara Rablerinin katında nimetlerle dolu cennetler var. Öyleyse, Müslümanları günahkâr olanlarla aynı tutar mıyız? Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa okumakta olduğunuz kitap mı var? İçinde neyi seçseniz, mutlaka sizin olacak diye. Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürecek bir yemin mi var, siz ne hüküm verirseniz, o mutlaka sizde kalacak diye. Onlara sor; \"Hangisi bunu savunacak diye?\" Yoksa onların ortakları mı var? Şu halde doğru sözlü iseler, ortaklarını getirsinler. Ayağın üstünden açılacağı ve onların secdeye çağırılacağında, artık güç yettiremezler. Gözleri korkudan ve dehşetten düşük kendilerini zillet sarmış, kuşatmış. Oysa onlar sağlamken secdeye davet edilirler. Artık bu sözü yalan kabul edeni sen Bana bırak. Biz onları bilmedikleri bir yönden azaba yaklaştıracağız. Ben onlara süre veriyorum. Elbette Benim düzenim sağlamdır. Sen onlardan ücret mi istiyorsun ki, onlar haksız borçtan ağır yük altına girmişler. Yoksa görünmeyen onların yanında mı, kendileri yazıyorlar? Şimdi sen, Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi Yunus gibi olma, hani kahır dolu kalple Rabbine çağrıda bulunmuştu. Eğer Rabbinden nimet ona ulaşmadıysa, mutlaka çıplak halde karaya atılacaktı. Fakat Rabbi onu seçerek, onu Salih olanlardan kıldı. O inkâr edenler, zikri işittiklerinde, seni gözleriyle devireceklerdi. \"O gerçek bir delidir. \" diyorlar. Oysa Kuran, alemlere bir öğüt, hüküm, hatırlatmadan başka bir şey değildir.
" } ] }