Hz Musa'nın duası, Hz. Musa İsrailoğullarına elçi olarak gönderilmiştir. Firavun 'un zulmünden kurtulabilmesi için annesi tarafından, gelen bir vahiy sebebiyle bebekken nehre bırakılmıştır. Hz. Musa'yı nehirde bulan firavun ve ailesi onu evlat edinmiştir. Ergenlik çağında Hz. Musa'ya Allah tarafından peygamberler gibi ilim ve hikmet verilmiştir. Kuran'ı Kerim'de hakkında en fazla bahsedilen peygamber Hz. Musa'dır. Bunların en manidarı Hz. Musa'nın ilk mucizeye ve vahye mazhar olduğu zaman yaptığı dua gelir.
Rabbinin hitabına muhatap olduğu ve yed-i beyza mucizelerine mazhar olduğu anda yani resul olarak görevlendirildiği zaman, Hz. Musa bir peygamber gibi her mümine örnek olacak bir dua eder. Bu dua Taha suresinde geçen, \"Rabbim! Göğsümü genişlet!\" ile başlayan duadır. Bu duanın her cümlesinde, müminlerin almaları gereken büyük dersler vardır. İlk başta duanın ilk cümlesinde geçen hakikatin tebliğcisi olmak gerçekten zordur. Bu asabi, kolay üzülen, sabırsız, ümitsizliğe düşen, kolay vazgeçen kişilerin harcı değildir. Hakikat tebliğ edilirken, göğüs daraltan, iç karartan söz ve davranışlara maruz kalınacaktır. İnsanların çoğu kendisini kolayca kabullenmeyecek, iyi karşılamayacak, aksine hileden, yalana, sürgüne, iftiraya, inada, ihanete maruz kalacaktı. Hakikat yolcusu Hz. Musa, hakikati hakkıyla tebliğ edebilmek için, bu hareketlere göğüs gerebilmek, onlara dayanabilmek ve direnmek için, yüreğini geniş tutmaya ihtiyaç duyuyordu. Yanlış adımlar atmamak için, tebliğine devam edebilmek için bu yürek genişliğine ihtiyacı vardı.
Hz Musa'nın duası
Hz Musa ilk dua olarak \"Rabbim! Sadrımı aç, genişlet!\" derken, olayı gözler önüne sermiş, duanın ikinci cümlesinde \"İşimi kolaylaştır\" diyerek niyazda bulunmuştur. Bu durum hakikatin tebliğ edilmesinin zor olduğunu göstermektedir. Bu yolun önünde korkular, endişeler, beklentiler gibi engeller vardır. Hakikatin tebliğ edilmesi ben hallederim ile yola çıkılacak bir olay değildir.
Hz Musa'nın ilk duasının üçüncü cümlesi, \"Dilimdeki düğümü çöz\" bu cümledeki düğüm Hz. Musa'nın çocukluk dönemine kadar iner. Musa'daki özellikleri gören firavun onun uğruna binlerce bebeği öldürttüğü çocuk olacağından kuşkulanır. Karısı da Musa'nın önüne biri kor olan, diğeri yakut olan iki tas koyar. Musa yakut tasına uzanırken, Cebrail elini kora doğru uzatır. Musa kordan ateş alınca dli yanar ve kekeme olur. Ayette geçen düğüm budur. Hakikatin tebliği için çalışanlar, açık bir şekilde anlaşılır konuşmalıdır.
Hz Musa'nın üç duadan sonra dördüncü duası ya da ilk duanın dördüncü cümlesi hakikat yolundaki vazgeçilmez koşula işaret ediyor. \"Rabbim! Göğsümü genişlet! İşimi kolaylaştır! Dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü kavrasınlar!\" diyerek, \"Bana ehlimden birini, Kardeşim olan Harun'u yardımcı kıl!\" demiş ve \"Onunla kuvvetimi arttır! ve onu benim işime ortak et!\" bu isteğinin sebebini ise \"Ta ki, Sana çok tesbih edelim. Seni çok zikredelim. \" diyerek açıklamış. Mümin kardeşini rakip olarak değil, bir yardımcı olarak görüyorsa, kardeşini işine ortak alarak daha kuvvetli olacağına inanıyorsa, yalnız kalmak yerine beraberliği tercih edecektir.